Konkordato ve İflas: İşletmelerin Karşılaştığı Zorluklar
Günümüzde sıkı para politikaları nedeniyle birçok işletme, sıcak paraya erişememekte ve işletme sermayeleri yetersiz kalmaktadır. Bu durum, cebri icra tehlikesi ile karşı karşıya kalan firmaların sayısını artırmaktadır. Cebri icra takiplerindeki artış, nitelikli borçluları konkordato kurumuna sevk etmektedir. Ancak, konkordato sürecinin doğru yönetilememesi durumunda, geçici mühlet kararı alan firmalar için iflas kararları verilebilmektedir. Bu da kısa vadede daha fazla iflas vakası yaşanabileceği endişelerini artırmaktadır.
Eski icra müdürü ve Avukat Mustafa Zafer’in değerlendirmelerine göre, konkordato taleplerindeki artışın “yığınsal iflas süreci”ne neden olabileceği uyarısında bulunulmuştur. Özellikle 2018’de iflasın ertelenmesi kurumunun kaldırılmasından sonra düzenlenen konkordatonun, büyük borçluların tercihi haline geldiği ifade edilmektedir. Ancak, borçlarını ertelemek veya daha düşük bir bedelle kapatmak isteyen kişi ve kurumlar için bile, düzgün okunmayan bilançolar nedeniyle iflas kararı verildiği görülmektedir.
2020’den itibaren artan konkordato talepleri ve geçici mühlet kararları, ekonomik sorunların büyüyebileceği endişelerini artırmaktadır. Avukat Mustafa Zafer’e göre, alacaklıların alacaklarını alamaması ve tedarik zincirindeki firmaların zarar görmesi, daha büyük ekonomik problemlere yol açabilir. Bu nedenle, konkordato taleplerinin değerlendirilmesinde titizlikle hareket edilmesi ve hem borçluların hem de alacaklıların haklarının korunması gerekmektedir.
2020 ve sonrasında açılan icra takibi sayılarının artması da işletmeler için ciddi bir risk oluşturmaktadır. Özellikle sıcak paraya erişimin zorlaştığı dönemlerde, işletme sermayesi yetersiz olan firmaların durumu daha da kötüleşmektedir. Bu durum, işletmelerin cebri icra tehlikesi ile karşı karşıya kalmasına ve konkordato veya iflas sürecine girmesine neden olabilmektedir.
Sonuç olarak, işletmelerin mali durumlarını doğru bir şekilde değerlendirmeleri ve gerekli adımları zamanında atmaları büyük önem taşımaktadır. Aksi halde, konkordato veya iflas sürecine giren firmaların yanı sıra tedarik zincirindeki diğer kişi ve kurumlar da olumsuz etkilenebilecektir. Bu nedenle, finansal yönetim ve risk yönetimi konularına özel bir önem verilmesi gerekmektedir.