Türkiye’nin Vergi Sistemi ve Sorunları
Türkiye’de vergi kaçakçılığı ve vergi ödememe konuları son yıllarda gündemde önemli bir yer tutmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı’nın verilerine göre Haziran 2024 itibariyle faal kurumlar vergisi mükellef sayısının 1 milyon 165 bin 695 olduğu belirtilmektedir. Ancak, pek çok şirketin vergi ödemediği ya da çok az vergi ödediği ortaya çıkmıştır.
Vergi Ödemenin Zorunluluğu ve Sorunların Kaynağı
Vergi ödemenin zorunluluğu ve vergi kaçakçılığı ile mücadele konusunda önemli bir sorun olan kurumlar vergisi hasılatının düşük kalmasının temel nedenleri incelendiğinde üç ana faktör öne çıkmaktadır:
1. Vergi Harcamaları ve Matrah: Vergi hesaplamalarında kullanılan matrah değeri, ödenmesi gereken kurumlar vergisinin belirlenmesinde kritik bir rol oynamaktadır. Matrah hesaplanırken, elde edilen hasılatın yanı sıra kabul edilen giderler, kanunen kabul edilmeyen giderler, istisna ve muafiyetler ile yapılan bağışlar da göz önünde bulundurulmaktadır. Firma gelirlerini düşük göstererek matrahı azaltabilmekte ve vergi ödemekten kaçınabilmektedir.
2. Bağışlar: Kamu yararı statüsüne sahip derneklere ve vergi muafiyeti tanınan vakıflara yapılan bağışlar, firmanın matrahını düşürerek vergi yükünü azaltmaktadır. Bu durum, kurumlar vergisi hasılatının düşük kalmasına ve vergi kaçakçılığına zemin hazırlamaktadır.
3. Geliri Azaltıp Gideri Şişirme: Firmaların gelirlerini düşük, giderlerini ise yüksek göstererek kazancı düşük ya da negatif göstermesi, vergi ödeme yükünü azaltmaktadır. Bu taktikle firmalar, vergi ödemekten kaçınarak vergi sisteminin işleyişini olumsuz etkilemektedir.
Bu nedenlerle, Türkiye’de vergi sisteminin daha şeffaf ve adil hale getirilmesi, vergi kaçakçılığı ile mücadelede etkin adımlar atılması gerekmektedir. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yürüttüğü vergi incelemeleri ve denetimler, vergi ödemeyen veya az ödeyen firmaların tespit edilerek yasal yaptırımların uygulanmasına yönelik önemli bir adımdır.