TİHEK tarafından yapılan açıklamalara göre, din ve inanç temelinde ayrımcılık yasaklanmıştır. Kişilerin haşema ile havuza girme taleplerine imkan sağlanmaması, ayrımcılık olarak kabul edilmektedir. Bu durumun insan haklarına ve eşitlik hukukuna aykırı olduğu vurgulanmaktadır. TİHEK’in daha önce verdiği kararlarda da haşema nedeniyle ihlal kararları verilmiştir.
TİHEK Başkanı Prof. Dr. Muharrem Kılıç, din ve inanç özgürlüğünün ritüeller aracılığıyla ayrımcılığa maruz bırakılmasının yasaklandığını belirtmektedir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ne göre, hak ve özgürlük alanlarında kısıtlamaların makul ölçüde yapılması gerekmektedir.
TİHEK, haşema nedeniyle daha önce verilen 13 ihlal kararının yargı kurumları tarafından uygun bulunduğunu açıklamıştır. Ayrımcılığa maruz kalan kişilerin TİHEK’e başvurabileceklerini ve resen inceleme yetkisi bulunduğunu belirtmiştir. Mağduriyet durumlarının hukuk ya da ceza davalarına konu olabileceği ve TİHEK’e yapılan başvuruların dava sürelerini durdurduğu vurgulanmaktadır.