Lüleburgaz’daki İş Yerinde Meydana Gelen Ölümlü Kaza ve İşçinin İş Akdinin Feshi
‘Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yer alan karara göre, Lüleburgaz’daki bir iş yerinde meydana gelen ölümlü kazanın ardından olaya ilişkin müfettiş raporu hazırlandı. Raporda başka bir işçiyle ölüm olayından sorumlu tutulan işçilerden biri, rapor hazırlanırken kendisinin bilgisine başvurulmadığını belirterek, rapora karşı itiraz dilekçesi yazdı.
İşçinin Feshedilmesi ve İşe İade Davası
İtiraz dilekçesinde “yandaşlık, aklayıcı, tetikçi, ciddiyetsiz, yalancı, iftiracı” ifadelerini kullanan işçinin iş akdi, “ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırılık” gerekçesiyle feshedildi. İşçi, bunun üzerine haksız fesih yapıldığı iddiasıyla işe iade davası açtı. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 47. Hukuk Dairesi ise işveren ile güven ilişkisinin zedelendiği gerekçesiyle işçinin iş akdinin feshini haklı buldu.
AYM Kararı ve İfade Özgürlüğü Hakkının İhlali
Açtığı dava reddedilen işçi, hak ihlali iddiasıyla AYM’ye bireysel başvuruda bulundu. Yüksek Mahkeme, işçinin dilekçede kullandığı ifadeler gerekçe gösterilerek iş akdinin feshedilmesi nedeniyle Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğü hakkının ihlal edildiğine karar verdi. Kararda, iş sözleşmesinin feshinde geçerli bir sebep bildirme zorunluluğuna vurgu yapıldı.
Başvurucunun, ölümlü bir iş kazası sonucu kendi bilgisine başvurulmadan hazırlanan raporda iş kazasından sorumlu tutulması üzerine bir itiraz dilekçesi yazdığı belirtilerek, özenli bir yargılamanın yapılmadığı vurgulandı. AYM’nin kararında, işçinin dilekçesinde kullandığı ifadelerin iş sözleşmesi amacını tehlikeye sokacak nitelikte olmadığı ve yargılamanın yetersiz olduğu ifade edildi.