Kahramanmaraş’ta meydana gelen ve 10 ilde binlerce kişinin hayatını kaybetmesine sebep olan deprem felaketi, bazı çevre illerde de binaların hasar görmesine yol açtı. Depremin 8’inci gününde hem kurtarma çalışmalarına hem de enkaz kaldırma çalışmalarına devam edilirken bu facianın ülke ekonomisine vereceği zarar da merak konusu oldu.
Uzunca bir süredir yüksek enflasyon sebebi ile pahalılaşan gündelik hayat şartları, her kesimden vatandaşın bütçesinde daralmaya gidilmesine yol açtı. Bu durumun ne zaman düzeleceğine ilişkin tahminler yapılırken bir anda meydana gelen deprem felaketi, tüm planları alt üst etti. Depremin başta can kayıpları olmak üzere ilgili bölgelerde yapısal olarak da ciddi kayıplara sebep olması, ekonomik göstergelerin nasıl değişeceği konusunda araştırmaların yapılmasına yol açtı. Bu noktada birçok dünya bankası Türkiye depremine yönelik mali raporlar hazırlarken bir açıklama da Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş’ten geldi.
13 MİLYONU AŞKIN KİŞİ ETKİLENDİ!
Kahramanmaraş merkezli depreme ilişkin açıklamalarda bulunan Altın ve Para Piyasaları Uzmanı İslam Memiş, deprem bölgelerinde toplamda 13,4 milyon kişinin felaketten etkilendiğini ifade etti. Memiş, bu sayıyı Türkiye nüfusuna oranlandığında depremden etkilenen kesimin, ülkenin yüzde 15,7’sine tekabül ettiğini belirtti.
“BÜTÇE GELİRİNE KATKISI YÜZDE 4,7!”
Deprem felaketinden etkilenen yüzde 15,7’lik kısmın bütçe gelirine olan katkısının yüzde 4,7 olduğunu ifade eden Uzman Memiş, bur oranın GSHYİH’deki payının ise yüzde 9,3 olduğunu belirtti.
“-2 PUAN AŞAĞIYA ÇEKEBİLİR!”
Deprem felaketinin ekonomiye olan ve olabilecek olan yansımalarını değerlendiren Uzman Memiş, büyüme rakamlarının deprem sebebi ile -2 puan aşağıya çekilebileceğini ifade etti. Depremin farklı alanlarda birçok maliyetinin olduğunu ifade eden Memiş, maliyetin bir kısmının ise DASK başta olmak üzere sigorta kuruluşları tarafından karşılanacağının da altını çizdi.
EKSİLERİ SIRALADI!
Depremin ilgili bölgelerin tarımsal katkılarının düşmesine sebep olduğunu ifade eden Memiş, mahsullerin azalabileceğini ve bu düşüşün de enflasyon açısından riskli olabileceğini belirtti. Ayrıca ithalatta da gerilemelerin yaşanabileceğine değinen Memiş, ramazan ayının da yaklaşması ile birlikte hem tüketimde hem de üretimde düşüşlere hazırlık olunması gerektiğini vurguladı.