Deprem felaketinin ardından binlerce kişi hayatını kaybederken geride kalan depremzedelerde de büyük bir travma oluştu. Bu süreç içerisinde özellikle depremden etkilenen çocukların psikolojik olarak desteklenmesi gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, yetişkinlerin de mutlaka terapi destek almaları gerektiğini ifade etti.
Deprem felaketini yaşayan ve sağ kalan vatandaşların yaşadıkları tüm Türkiye’nin yüreğini dağlarken olanları televizyondan ve sosyal medyada takip eden vatandaşlar dahi yaşanılanlar sebebi ile zor anlar geçirmeye başladı. Kayıpların ardından depremzedeler ile empati kuran ve bu sebep ile de geceleri gündüzlerine karışan vatandaşlar, afet bölgelerine nasıl yardım edebileceklerini araştırmaya başladı.
Bu zor sürecin yalnızca yaşayanlar için değil empati yeteneği yüksek olan herkes için zor olduğunu belirten uzmanlar, psikolojik problemlere sebep olabilecek olan bu felaketlerin ardından yaşanan deprem stresinin ciddi sağlık sıkıntılarına yol açabileceğini ifade etti.
ADRENALİN HORMONU SALGILATIYOR!
Stresin adrenalin hormonunu tetiklediğini belirten uzmanlar, adrenalin seviyesinin artması ile birlikte kalbin daha hızlı arttığını ve bu durumun da kan basıncına direkt olarak etki ettiğini ifade etti. Kalbin kendisi için gereken kan akışını bu gibi durumlarda sağlayamayabileceğine dikkat çeken uzmanlar, deprem gibi aniden gelişen aşırı stres ve korku duygularının, daha önceden koroner arterlerin tıkalı olması halinde kanın, kalp ve beyne ulaşamamasına yol açabileceğini belirtti. Bu durumların sonucunda da kalp krizi ya da inme gibi ciddi sağlık sıkıntılarının ortaya çekebileceğini belirten uzmanlar, uzun süreli stres dönemine karşı uyardı.
“FELÇ RİSKİNİ ARTIRIR!”
Küçük bir stres duygusunun dahi kalp kasına zayıf kan akışı sağlamak gibi kalp problemlerine sebep olabileceğini belirten Kardiyoloji Uzmanı Dr. Murat Şener, bu durumun da kalbin yeteri kadar oksijen veya kan alamamasına sebep olabileceğini açıkladı. Uzun süreli stresin ise kanın pıhtılaşma şeklini etkileyebileceğini dikkat çeken Şener, pıhtılaşma probleminin kanı daha yapışkan hale getireceğine ve sonucunda da felç riskini artırabileceğine vurgu yaptı.
SÜREKLİ STRES DURUMUNA DİKKAT!
Vücudun strese verdiği tepkinin kişiyi koruyacak düzeyde olması gerektiğini belirten Şener, stres durumunun sürekli olması halinde kişinin zarar göreceğini ifade etti. Stres hormonuna tepki olarak vücudun kortizol hormonu salgılamaya başlayacağını ifade eden Şener, yükselen kortizolün kan kolesterolünü, kan şekerini, kan basıncını ve trigliseritleri artırabileceğinin düşünüldüğünü belirtti. Ayrıca sürekli stresin arterlerde plak birikintilerinin oluşmasını destekleyen birtakım değişikliklere sebep olabileceğine dikkat çeken uzman isim, stres durumu ile başa çıkabilmek için kişilerin sigara ve diğer maddelerin tüketimlerine başvurabileceklerini ve bu tüketimlerinde çok daha olumsuz sonuçlara yol açabileceğini bildirdi.