İstanbul Jeoloji Sempozyumu’nda konuşan Prof. Dr. Ziyadin Çakır, Marmara depreminin en riskli bölgelerinin Haramidere, Ayamama ve Kurbağalıdere olduğunu belirtti ve yüzey deformasyonu yaşanan bölgelerde depremin daha büyük hasara neden olacağını söyledi.
TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası ve İBB, Prof. Dr. Aral Okay’ın anısına İstanbul Kültür Üniversitesi tarafından 14-15 Aralık tarihlerinde yer bilimi uzmanlarını bir araya getirdi.
Prof. Dr. Naci Görür açıkladı
Yer bilimci Prof. Dr. Naci Görür, açılışını yaptığı “İstanbul ve deprem” başlıklı oturumda, depreme dayanıklı şehirler oluşturmanın ön hazırlık aşamasında Afet Bakanlığı ve ilgili yasaların oluşturulması, risk analizi, mikro bölgeleme çalışmaları ve buna dayalı kent yönetimine olan acil ihtiyaca dikkat çekti.
Güneydoğu’da enkaz molozlarının uluslararası standartlara uygun olmayan şekilde döküldüğünü gözlemledik. Molozların içindeki asbest, toksik ve kimyevi maddeler yağmurla birlikte toprağa, oradan suya karışır ve halk sağlığını uzun yıllar tehdit eder. İstanbul’da büyük bir deprem meydana geldiğinde molozların nasıl ele alınacağını biliyor muyuz? Marmara Denizi’ne bile sığmayacak kadar büyük bir moloz yığını söz konusu. Aynı yöntem uygulanırsa, depremde ölenlerin ardından bir o kadar daha fazla insanı hasta ederek öldürecek. Atık yönetimi yapılmazsa deprem en büyük çevre felaketidir.”
Başta Büyükçekmece ve Küçükçekmece olmak üzere Avcılar, Haliç, Alibeyköy ve Kurbağalıdere gibi yerlerde yüzey deformasyonlarına dikkat çeken Çakır, özellikle dere yatakları ve dolgu zeminlerin taşıdığı risklere dikkat çekti.